ILO’dan Tarihi Adım: Platform İşçileri İçin Bağlayıcı Uluslararası Sözleşme Yolda

117

113.Uluslararası Çalışma Konferansı, 2-12 Haziran 2025 tarihleri arasında İsviçre’nin Cenevre kentinde yapıldı. Uluslararası Çalışma Örgütü ILO’nun her sene düzenlediği bu konferanslarda, çalışanların insana yakışır şekilde; özgür, eşit ve güvenli çalışmasını sağlamak üzere uluslararası çalışma standartları belirlenmekte, sözleşme ve tavsiye kararları oluşturulmakta ve de üye devletlerin ihlalleri ele alınmaktadır. Konferansa, her sene tüm dünyadan hükümet, işçi ve işveren temsilcileri katılmaktadır. ILO, karar alma süreçlerinde hükümetlerin, sendikaların ve işveren örgütlerinin temsil edildiği tek üçlü yapıya sahip Birleşmiş Milletler kuruluşudur. Dünyada 187 ülkenin üye olduğu ILO’ya Türkiye de 1932 yılında üye olmuş, bugüne kadar 59 ILO sözleşmesini onaylamıştır.

 

Platform Ekonomisi Büyüyor, Sorunlar Derinleşiyor

Bu seneki konferansta uluslararası standart oluşturmak için tartışılan konulardan biri de dijital platformlarda çalışma idi. Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de, hem bu dijital platformları kullananların hem de bu platformlara çalışanların da sayısı geçtiğimiz yıllarda önemli ölçüde arttı. ILO’ya göre, platform ekonomisi dünya genelinde 150 milyondan fazla kişiyi istihdam ediyor. Ancak taşımacılıktan bakım hizmetlerine, veri işlemeye kadar farklı alanlarda çalışan platform işçileri çoğu zaman iş sözleşmesi, sosyal koruma ya da örgütlenme hakkı olmaksızın çalışıyor. Zayıf ulusal mevzuatlar, şirketlerin platform işçilerini serbest çalışan ya da bağımsız yüklenici olarak yanlış sınıflandırmasına sebep oluyor. Bu durum, parça başı çalışan bu çalışanları iş güvencesinden büyük ölçüde yoksun bırakıyor. Oysa işin niteliği ve şirketlerin kurduğu denetim, çoğu durumda işçi statüsünün koşullarını karşılıyor. Platform işçileri sık sık yanlış sınıflandırma, düşük ve istikrarsız gelir, sosyal güvence eksikliği ve sendikalaşma önündeki engellerle karşılaşıyor; aynı zamanda hesap verebilirliği olmayan ve şeffaflıktan uzak algoritmik sistemler tarafından gözetlenip yönetiliyor.

Giderler Geliri Eritiyor, Güvencesizlik Derinleşiyor

Yapılan araştırmalar, platform işçilerinin uygulamalardan kazandıkları ücretin %30 ila %40’ını yakıt, telefon hattı, araç bakımı gibi işle ilgili giderlere harcadığını ortaya koymaktadır. Serbest çalışan olarak sınıflandırıldıkları için normalde işverenin karşılaması gereken vergi ve sosyal güvenlik primleri gibi ek yükümlülükleri de üstlenmek zorunda kalmaktadır. Birçok ülkede bu işçiler sosyal güvenlik sistemlerinin dışında bırakılmakta; bu da onları iş kazası, hastalık ya da işsizlik durumlarında tamamen korumasız hale getirmektedir. Platform şirketleri ayrıca işin dağıtımı, ücret kesintisi, disiplin uygulamaları ve işten çıkarma gibi çalışma koşullarını doğrudan etkileyen algoritmik sistemler kullanmaktadır. Bu sistemler çoğu zaman şeffaflıktan yoksundur, hataya açıktır ve ayrımcı sonuçlar doğurabilmektedir. Otomatik kararları sorgulamak ya da itiraz etmek için işçilerin başvurabileceği etkili bir mekanizma ise çoğu durumda mevcut değildir.

 

ILO’dan Rapor ve Anket: Üçlü Yapı Sözleşmeye Yöneldi

Platform çalışmasının tüm dünyada yaygınlaşmasıyla açığa çıkan tüm bu meseleler, ILO’nun platform çalışmasına yönelik ilgili bağlayıcı uluslararası standartlar geliştirme gereğini gündeme getirdi. Yaklaşık iki yıl önce ILO, platform ekonomisinde insana yakışır iş konusunu Uluslararası Çalışma Konferansı (ILC) gündemine almaya karar verdi. Ocak 2024’te, “Platform Ekonomisinde İnsana Yakışır İşin Gerçekleştirilmesi” adlı bir Yasa ve Uygulama Raporu yayımladı. Raporda, dünya genelinde platform çalışmasıyla ilgili güncel bilgiler yer alırken ayrıca üye devletlerin belirlenecek standartlara dair görüşlerini bildirmeleri için bir anket de sunuldu. Ankete 140 üye devlet, 195 işçi örgütü ve de 116 işveren örgütü katıldı. Ankete katılan işverenlerin %91’i bir Tavsiye Kararı’nı desteklerken, hükümetlerin %67’si ile sendikaların neredeyse tamamı (%97) Tavsiye Kararı’nın yanı sıra bir Sözleşme çıkarılması gerektiğini bildirdi. İşçi örgütleri, ancak bağlayıcılığı olan bir Sözleşme ile platform ekonomisinde insana yakışır işin güvence altına alınabileceğini savundu. Çünkü ILO Sözleşmeleri ulusal düzeyde onaylandığında, artık ulusal yasa ve düzenlemelerin temelini oluşturur ve de herhangi bir ülke, sözleşmeyi ihlal ettiğinde işçiler bu ihlallerin hesabını sormak için hak arama yollarına sahip olur.

Not: Türkiye, bu süreçte sadece Tavsiye Kararı yönünde oy kullandı.

 

Cenevre’de Önemli Karar: Sözleşme Hazırlığı Başladı

Hükümetler ile işveren ve işçi örgütlerinden gelen yanıtlar doğrultusunda ILO, önerilen sonuçları içeren sarı raporu hazırladı. Bu rapor, Haziran ayında düzenlenen 113. Uluslararası Çalışma Konferansı’ndaki tartışmaların temelini oluşturdu. Konferansta platform ekonomisinde insana yakışır işi güvence altına almak için Tavsiye Kararıyla desteklenen bağlayıcılığı olan yeni bir ILO Sözleşmesi hazırlanmasına karar verildi. 2026’da yapılacak olan konferansta bu düzenlemenin içeriği oluşturularak hukuki metnin son halinin verilerek kabul edilmesi planlanıyor. Sözleşmenin 2026’da kabul edilmesiyle belirlenen standartlar 2027’de yürürlüğe girecek ve üye devletlerin bunu onaylayarak ulusal hukuklarına geçirmelerini gerektirecek.

İşçi Örgütlerinin Talepleri Ne Yönde?

Sözleşmenin tam olarak neleri nasıl içereceği seneye yapılacak olan konferansta belirlenecek ve elbette konferansta büyük tartışmalar yaşanacak. Zira bu seneki konferansta bir Sözleşme çıkarılması kararı, işçi örgütleri ve çoğu hükümetin güçlü desteğiyle, işveren örgütlerinin ise karşı çıkmasına rağmen alındı.

İşçi örgütleri, (istihdam statülerinden ya da üçüncü taraf aracılar üzerinden çalışıp çalışmadıklarından bağımsız olarak) tüm platform işçileri için mevcut uluslararası çalışma standartlarının, hakların ve güvencelerin geçerli olmasını istiyor. Çıkarılacak sözleşmenin ise platform şirketlerinin yarattığı yeni tehdit ve boşluklara yanıt verebilecek güçte olması gerektiğini savunuyor. Örneğin görev bekleme sürelerinin açıkça çalışma süresi olarak tanınması, örtülü istihdam ilişkilerini önlemeye yönelik net ölçütler ortaya konması ve algoritmik yönetim nedeniyle zarara uğrayan işçiler için etkili şikayet mekanizmaları ile hak arama yollarının oluşturulması gibi talepler yükseltiliyor.

Sözleşmede Ele Alınması Beklenen Temel Başlıklar

2026’da yapılacak olan konferansta masada olacak başlıca konular arasında sosyal güvenlik, iş sağlığı ve güvenliği, şiddet ve taciz, ücretlendirme ayrıntıları, algoritmik yönetim, veri gizliliği ve işçi statüsünün yanlış sınıflandırılmasına karşı atılacak adımlar yer alıyor. Bu meselelerin Sözleşme’de nasıl yer alacağı şimdilik belirsiz olsa da, bu seneki konferansta alınan Tavsiye Kararı ile desteklenen bağlayıcı bir Sözleşme geliştirilmesi kararı; dijital platform işçileri için uluslararası çalışma standartları oluşturma yönündeki ilk küresel taahhüdü ifade ediyor. Platform işçileri ve örgütleri için de sınırları aşan önemli bir ilk kazanım anlamına geliyor.

Türkiye’deki kurye işçilerini de doğrudan ilgilendiren bu gelişmeleri yakından takip etmeye ve duyurmaya devam edeceğiz

 

Kaynaklar:
https://www.ilo.org/international-labour-conference/113th-session-international-labour-conference
https://www.ituc-csi.org/global-win-for-workers-ilo-agrees
https://www.hrw.org/news/2025/06/13/ilo-commits-to-international-standards-on-gig-work