Kurye Hakları Derneği, moto kuryelerin işçi sağlığı ve iş güvenliği açısından maruz kaldığı yüksek risklere dikkat çeken kapsamlı bir politika belgesini kamuoyuyla ve basınla paylaştı. Dernek, kuryeliğin mevcut mevzuatta yer aldığı “tehlikeli işler” sınıfının sahadaki gerçek riskleri karşılamadığını vurgulayarak, mesleğin “çok tehlikeli işyerleri” sınıfına alınması çağrısında bulundu.
Avrupa Birliği tarafından finanse edilen ve Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından yürütülen Temel Çalışma Hakları Programı kapsamında hazırlanan “Moto Kuryelerin İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği: Çok Tehlikeli İşyerleri Sınıfına Geçiş İçin Politika Önerisi” başlıklı belge; Türkiye’nin farklı illerinde çalışan moto kuryelerle yapılan görüşmeler, sendikalarla gerçekleştirilen toplantılar ve Kurye Hakları Derneği’nin yıllara yayılan saha gözlemlerine dayanıyor.
“Mevcut sınıflandırma kuryelerin yaşam hakkını korumuyor”
Politika belgesinde, moto kuryeliğin “tehlikeli” sınıfta tanımlanmasının, sahadaki risklerin görünmez kılınmasına yol açtığı ifade ediliyor. Belgede, uzun çalışma saatleri, hız ve teslimat baskısı, algoritmik performans denetimi, eksik ve kalitesiz koruyucu ekipmanlar, güvencesiz çalışma modelleri ve yetersiz denetim mekanizmalarının kuryeleri sürekli bir ölüm ve ağır yaralanma riskiyle karşı karşıya bıraktığı vurgulanıyor.
Kurye Hakları Derneği’ne göre bu koşullar, iş kazalarını istisna olmaktan çıkarıp olağan hale getiriyor. Politika belgesinde şu ifadeye yer veriliyor:
“Moto kuryeliğin ‘tehlikeli’ sınıfta tanımlanması, kuryelerin maruz kaldığı riskleri küçümseyen bir yaklaşımı kurumsallaştırmakta; işverenlerin ve platform şirketlerinin sorumluluklarını fiilen sınırlandırmaktadır.”
Bu nedenle belgenin temel talebi, moto kuryeliğin çok tehlikeli işyerleri sınıfına alınarak işçi sağlığı ve iş güvenliği yükümlülüklerinin artırılması.

Platform şirketlerine açık sorumluluk çağrısı
Politika belgesinde, kuryelerin işçi statüsünde olup olmamasına bakılmaksızın, platform şirketlerinin iş sağlığı ve güvenliği açısından sorumluluk taşıması gerektiği vurgulanıyor. Özellikle “bağımsız çalışan” olarak tanımlanan platform kuryelerinin kısa vadeli sigorta kolları açısından fiilen korumasız bırakıldığına dikkat çekiliyor.
Belgede, ILO’nun iş sağlığı ve güvenliği ilkelerine atıfla, işin niteliğinden doğan risklerin yükünün işverene ait olduğu hatırlatılıyor. Bu kapsamda, platform şirketlerinin kuryeler adına iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık sigorta primlerini üstlenmesi gerektiği belirtiliyor.
Koruyucu ekipman, eğitim ve algoritmalar mercek altında
Politika belgesi, çok tehlikeli işyerleri sınıflandırmasının yalnızca hukuki bir tanım olmadığını, sahada somut karşılıkları olması gerektiğini ortaya koyuyor. Buna göre, kuryelere sağlanan kask, mont, eldiven, ayakkabı, reflektörlü kıyafet ve taşıma ekipmanlarının ücretsiz ve standartlara uygun olması; bu ekipmanların kalitesinin düzenli olarak denetlenmesi gerektiği ifade ediliyor.
Ayrıca kullanılan motosikletlerin bakımının şirketler tarafından düzenli olarak yapılması, iş güvenliğini tehlikeye atan performans ve puanlama sistemlerinin kaldırılması ve algoritmaların şeffaf hale getirilmesi talep ediliyor. Mesleki yeterlilik belgesi olmayan kişilerin kurye olarak çalıştırılmaması da belgede öne çıkan başlıklardan biri.
Afetlerdeki kurye emeği hatırlatılıyor
Politika belgesinde, moto kuryelerin yalnızca günlük teslimat hizmetlerinde değil; deprem, yangın ve benzeri afetlerde de kritik roller üstlendiği hatırlatılıyor. Kuryelerin hızlı ulaşım kabiliyetleri sayesinde lojistik destek sağladığı, malzeme ve personel taşınmasında aktif rol aldığı vurgulanıyor.
Bu emeğin çoğu zaman gönüllülük temelinde ve herhangi bir güvence olmaksızın gerçekleştirildiği belirtilirken, “afetlerde hayati görevler üstlenen bir meslek grubunun gündelik çalışma yaşamında bu denli güvencesiz bırakılmasının kabul edilemez olduğu” ifade ediliyor.
Denetim, yaptırım ve yasal düzenleme çağrısı
Belgede, devletin kurye çalıştıran işyerlerini etkin biçimde denetlemesi gerektiği vurgulanıyor. Kayıtsız işçi çalıştıran, çocuk işçi istihdam eden ya da iş güvenliği önlemlerini ihmal eden işyerlerine yönelik yaptırımların güçlendirilmesi gerektiği ifade ediliyor.
Kurye Hakları Derneği ayrıca, kuryeliğin Tehlikeli ve Çok Tehlikeli Sınıfta Yer Alan İşlerde Çalıştırılacakların Mesleki Eğitimlerine Dair Yönetmelik kapsamına alınmasını ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na bağlı İş Teftiş ve Rehberlik Kurulu’nun programlı teftişlerine kurye faaliyetlerinin dahil edilmesini öneriyor.
“İnsana yaraşır iş” vurgusu
Politika belgesi, çok tehlikeli işyerleri sınıflandırmasının tek başına tüm sorunları çözmeyeceğini kabul etmekle birlikte, bunun kuryelerin yaşam hakkının tanınması açısından kritik bir eşik olduğunu vurguluyor. Derneğe göre bu adım, hem kamuoyunda farkındalık yaratacak hem de devlet ve şirketler üzerinde daha ileri düzenlemeler için baskı oluşturacak.
Kurye Hakları Derneği, bu politika belgesiyle moto kuryeler için işçi sağlığı ve iş güvenliğini merkeze alan, güvenceli ve insana yaraşır bir çalışma yaşamı oluşturulmasına katkı sunmayı hedefliyor.
Politika belgesine aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz
Moto-Kuryelerin-Isci-Sagligi-ve-Is-Guvenligi-Politika-Onerisi.pdf
Ayrınca Kurye Hakları Derneği’nin tüm raporları içinde şu linki ziyaret edebilirsiniz;




