Atanamayan Öğretmen, Kuryelikte Kaza Geçirdi: “Biz Robot Değiliz, İnsanız”
Yemeksepeti Kuryesi Nurullah Bay Kaza Sonrası Sahipsiz Kaldı
Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenliği mezunu olan Nurullah Bay, bir yıldır Yemeksepeti’nde moto kurye olarak çalışıyor. Atanamadığı için geçimini kuryelikle sağlayan Bay, geçtiğimiz hafta yağmurlu bir günde paket teslimi sırasında geçirdiği kazada kaval kemiğini iki yerden kırdı.
“Motorum kaydı, düştü. Ayağıma düştü, kaval kemiğim iki farklı yerden kırıldı. Haftaya salı günü platin takacaklar,” diyor Nurullah Bay.
Ancak kazanın ardından yaşananlar, yalnızca bir iş kazası değil; sistemin kuryeleri nasıl sahipsiz bıraktığını da gözler önüne serdi.
Polis Tutanak Tutmadı, Hastane Kaza Kaydı Açmadı
Nurullah Bay, kazanın ardından ambulansla hastaneye kaldırıldığını, ancak ne olay yerine gelen polis ekiplerinin ne de hastanedeki güvenlik polisinin kaza tutanağı düzenlemediğini söylüyor.
“Ben acı içindeydim. Ambulans geldi, insanlar motoru üzerimden aldı. Ama polis tutanak tutmadı. Hastanede de tutanak tutulmadı. Kan testi bile yapılmadı. Ben ameliyat olduktan sonra SGK’ya kaza tutanağı sunmam gerektiğini öğrendim. Ama ortada belge yok.”
Bu nedenle Bay, iş göremezlik ödemesi alamıyor.
Yaklaşık 5-6 ay çalışamayacağını söyleyen Bay, geçim kaygısını şu sözlerle anlatıyor:
“Kiram var, kredi kartı borcum var. Bu tutanak olmadan SGK destek ödemesi alamıyorum. Polis ‘bir şey yapamayız’ diyor, hastane de sorumluluk almıyor.”
“Kaza İş Esnasında Oldu, Ama Kimse Üstlenmiyor”
Bay, kazanın çalışma slotu (görev süresi) içinde, paket teslimi sırasında yaşandığını belirtiyor.
Yani olay açık biçimde bir iş kazası, ancak sistemde hiçbir kayıt yok.
Bu durum, kuryelerin platformlar karşısındaki güvencesiz konumunu bir kez daha ortaya koyuyor.
“Biz Robot Değiliz, İnsanız”
Nurullah Bay, yaşadığı bu kazanın ardından hem kendi mağduriyetini hem de genel tabloyu şöyle özetliyor:
“Yemeksepeti direnişine bu yüzden katıldık. Küçük bir canlı destek hattı, kaza destek ekibi istiyoruz. Bunlar zor şeyler değil.
Çünkü biz sadece paket taşımıyoruz; terimizi, emeğimizi, ekmeğimizi taşıyoruz.
Sıcakta, soğukta, yağmurda, çamurda o paketi sahibine ulaştırmak için mücadele ediyoruz.
Biz robot değiliz, insanız.”
Kuryelerin Güvencesizliği Devam Ediyor
Kuryelerin büyük çoğunluğu tıpkı Nurullah Bay gibi esnaf statüsünde çalıştırılıyor.
Yani platform şirketi karşısında kendi sigortasından, aracından, tüm gider ve bakım masrafından, sağlık giderlerinden bizzat sorumlu.
Bu durum, iş kazalarının çoğunun “iş kazası” olarak bile kayıtlara geçmemesine neden oluyor.
Kuryeler hem gelir kaybı yaşıyor hem de tedavi süreçlerinde yalnız bırakılıyor.
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Gölgesinde: Denetimsiz Bir Sistem
Türkiye’de platform ekonomisinde çalışan moto kuryeler, klasik iş hukuku sisteminin dışında bırakılıyor.
Bu nedenle ne düzenli denetime tabi tutuluyorlar, ne de iş güvenliği kapsamına alınıyorlar.
Nurullah Bay’ın yaşadığı örnek, “ihmalin zincirleme bir işçi sağlığı sorunu” olduğunu gösteriyor.
Birçok kazada polis tutanağı tutulmadığı için olay “trafik kazası” değil “bireysel hata” gibi kaydediliyor — bu da kuryelerin hiçbir sosyal hak alamamasına yol açıyor.
Destek Sistemi Şart
Nurullah Bay’ın hikayesi, Türkiye’de on binlerce platform kuryesinin yaşadığı ortak tabloyu yeniden hatırlatıyor:
Devlet denetimi eksik, firmalar sorumluluk almıyor, iş güvenliği mekanizması çalışmıyor.
“Bu sistemin çalışması için bizim de desteğe ihtiyacımız var.
Önce devletten, sonra iş ortaklarımızdan.”
Nurullah Bay’ın sesi, her gün yollarda olan on binlerce kuryenin sesinin bir yankısı gibi: “Biz robot değiliz, insanız.”




