İzmir’de Kuryeler 1 Mayıs İçin Birlikte Ses Veriyor

İzmir’de kurye emekçileri bir araya gelerek 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’ne güçlü bir katılım çağrısı yaptı. İzmir Kurye TİM ve İzmir Kurye Dayanışması, yaşadıkları sorunları ve taleplerini videolarla duyurdu. Biz de bu dayanışma ağlarını temsilen Mahsun Korkmaz ile konuştuk.
Afetlerden Dayanışmaya: Kurye Ağları
İzmir’de iki önemli kurye dayanışma ağı bulunuyor: İzmir Kurye TİM ve İzmir Kurye Dayanışması.
İzmir Kurye TİM, deprem ve orman yangınları gibi afet durumlarında gönüllü olarak çalışan bir grup. Özellikle geçen yılki İzmir Yamanlar ve Menderes yangınlarında, profesyonel arama-kurtarma ekipleriyle birlikte hareket eden kuryeler, dayanışmanın önemli örneklerini gösterdi. Çalışmaları, Kurye Hakları Derneği’nin hazırladığı raporda da yer buldu. Grubun ayrıca iş ve ekipman konularında da dayanışmayı güçlendirdiği belirtiliyor.
İzmir Kurye Dayanışması ise kaza geçiren, kan ihtiyacı olan veya sakatlanan kuryelere maddi-manevi destek sunuyor. Platformlar, sadece çalışma hayatında değil, sosyal projelerde de aktifler. Kısa süre önce dar gelirli çocuklar için düzenlenen etkinlikte motosiklet konvoyuyla kırtasiye malzemeleri dağıtıldı; çocukların sevinci dayanışmanın gücünü gösterdi.
“Patron Değil, Emekçiyiz”
İzmirli kuryeler, 1 Mayıs’a katılmalarının nedenini açık bir dille ortaya koyuyor: “Patron değiliz, emekçiyiz.”
Korkmaz, kuryelere yönelik “kendi işinin patronu” gibi tanımlamaların gerçeği yansıtmadığını vurguluyor:
“Emek gücümüzü veriyoruz ama karşılığını alamıyoruz. Platform şirketleri, kuryeleri büyük paralar kazanıyormuş gibi gösteriyor. Gerçekte uzun saatler çalışsak da giderleri düştüğümüzde elimizde asgari ücretin biraz üstü kalıyor.”
Platform sistemlerinin, hız baskısıyla kuryeleri tehlikeye attığını belirten Korkmaz, Türkiye’de moto kuryelerin “tehlikeli meslekler” sınıfına alınmasının önemli olduğunu, ancak “çok tehlikeli” sınıfına geçilmesi gerektiğini söylüyor.
Gündelik Hayatta Karşılaşılan Zorluklar
Kuryeler sadece trafik riskiyle değil, günlük işlerinde de pek çok zorlukla mücadele ediyor.
Sitelere girişte kimlik zorunluluğu ve kask çıkarttırılması gibi uygulamalar, ağır yüklerle kilometrelerce yürümek zorunda kalmak, sık sık trafik çevirmelerine maruz kalmak, İzmir’de yapılamayan çanta ruhsat işlemleri nedeniyle ceza yemek gibi birçok problem sıralanıyor.
“Platform şirketleri sıfır vergi öderken biz binlerce lira vergi veriyoruz. Hiçbir sosyal güvencemiz yok. Trafik kazalarında hayatını kaybeden ya da sakatlanan arkadaşlarımızın geride kalanlarına destek olacak bir mekanizma da yok.” diyen Korkmaz, ekipmanların fahiş fiyatlarla kuryelere satıldığını da vurguluyor.
“Birlikte Olmazsak Güçsüz Kalırız”
Kuryeler örgütlenmenin hayati önem taşıdığını düşünüyor. Mahsun Korkmaz, “Patronlar karşısında bireysel olarak şansımız yok. Kuryeler ölüyor, sakat kalıyor ama kimse sahip çıkmıyor.” diyerek, örgütlü mücadelenin gerekliliğini anlatıyor.
Ancak örgütlenmenin önünde büyük engeller de var. İşsizlik korkusu, tek taraflı sözleşmeler, platform baskısı ve uzun çalışma saatleri örgütlenmeyi zorlaştırıyor.
Korkmaz, “Çalışma koşullarımız da, örgütlenme imkanlarımız da zor. Ama insanca bir yaşam için başka çaremiz yok.” diyerek diğer kurye emekçilerine çağrıda bulunuyor:
“Tüm arkadaşlarımıza sesleniyoruz: Bir araya gelin ve 1 Mayıs alanlarını doldurun. Birlikte olursak güçlü oluruz, yoksa ölmeye devam ederiz.”