Taylandlı Kuryelerden “Adil Ücret ve Sosyal Güvence” Talebi

331

ILO’nun Platform Çalışmasına Yönelik Yeni Standart Arayışıyla Aynı Döneme Denk Geldi

Bugün Tayland’da yüzlerce motosikletli kurye, başkent Bangkok’ta bir araya gelerek dijital platform şirketlerinin düşük ücret politikalarına ve sosyal güvencesizliğe karşı 7 Ekim Dünya İnsana Yakışır İş Günü kapsamında eylem yaptı. Eylemde kuryeler, “adil ücret”, “sigorta” ve “sosyal güvence hakkı” taleplerini dile getirdi. Kurye temsilcileri, hükümete sundukları taleplerinde platform şirketlerinin keyfi ücret kesintileri, artan yakıt ve bakım masrafları ile algoritmik baskılara dikkat çekti.

Taylandlı kuryeler, çalışma koşullarının her geçen gün ağırlaştığını, gelirlerinin giderek eridiğini ve sosyal güvence sistemlerinin dışında bırakıldıklarını belirtti. Eylemde, “Bizler bu sistemin parçası değil, taşıyıcısıyız. Platformlar olmadan değil, biz olmadan bu sistem olmaz” pankartları taşındı.

Kurye Hakları Derneği, Tayland’daki eylemin yalnızca yerel bir direniş değil, tüm dünyada benzer koşullarda çalışan yüz binlerce platform işçisinin ortak mücadelesinin bir yansıması olduğunu vurguladı. Dernek, “Dünyanın neresinde olursa olsun, platform ekonomisinde çalışan işçilerin yaşadığı güvencesizlik ortaktır. Biz de Türkiye’de aynı koşullarda mücadele veriyoruz. Platform şirketlerinin algoritmalarla yönettiği bu çalışma biçimi emeği görünmez kılıyor. Taylandlı dostlarımızın adil ücret, sigorta ve sosyal güvence taleplerini destekliyoruz” açıklamasını yaptı.

Platform Çalışması ILO’nun da Gündeminde

Tayland’daki bu eylem, Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) 113. Uluslararası Çalışma Konferansı’ndan yalnızca birkaç ay sonra gerçekleşti. 2–12 Haziran 2025 tarihleri arasında Cenevre’de yapılan konferansta, “Platform ekonomisinde insana yakışır işin gerçekleştirilmesi” konusu da uluslararası standart oluşturmak üzere tartışıldı.

ILO’nun yayımladığı Yasa ve Uygulama Raporu, platform işçilerinin gelirlerinin %30–40’ını yakıt, bakım ve iletişim gibi zorunlu giderlere harcadığını ortaya koydu. İşçiler, “bağımsız çalışan” olarak sınıflandırıldıkları için vergi ve sosyal güvenlik primlerini de kendileri ödemek zorunda kalıyor. Bu durum, iş kazası, hastalık ya da işsizlik durumlarında onları tamamen korumasız hale getiriyor.

Rapora katılan 140 ülke, 195 işçi örgütü ve 116 işveren örgütü arasında dikkat çekici bir görüş farkı bulunuyor. Hükümetlerin %67’si, işçi örgütlerinin ise %97’si yalnızca tavsiye niteliğinde kararların değil, bağlayıcılığı olan bir sözleşmenin çıkarılmasından yana görüş bildirdi. İşçi örgütlerine göre, ancak bu şekilde platform ekonomisinde insana yakışır çalışma güvence altına alınabilir. Türkiye ise bu süreçte yalnızca “Tavsiye Kararı” yönünde oy kullandı.

ILO verilerine göre dünya genelinde 150 milyondan fazla kişi dijital platformlar üzerinden çalışıyor. Ancak bu işçilerin büyük bölümü sosyal korumadan yoksun, sendikal örgütlenme haklarına erişemiyor ve algoritmik sistemlerin keyfi kararlarına maruz kalıyor. Zayıf ulusal mevzuatlar, şirketlerin platform işçilerini “bağımsız yüklenici” olarak göstermesine olanak tanıyor ve bu durum, çalışanları iş güvencesinden büyük ölçüde yoksun bırakıyor.

Tayland’daki eylem, bu küresel tablonun somut bir yansıması olarak değerlendiriliyor. Platform şirketlerinin işçilere karşı yürüttüğü düşük ücret ve güvencesizlik politikalarına karşı uluslararası ölçekte yükselen tepkiler, önümüzdeki dönemde uluslararası kurumların daha bağlayıcı adımlar atması yönünde bir baskı yaratabilir.