Platform Şirketleri ve Kurye Sözleşmeleri: “İşçi Değil, Bağımsız Tacirsin” Tuzağı

57

Platform şirketleriyle imzalatılan “esnaf kurye” sözleşmeleri, biz motorlu kuryelerin sırtına yüklenen haksız ve riskli bir yükümlülük listesinden ibaret. Bu sözleşmeler, şirketlerin bizi bir işçi (emekçi) değil, kendi işinin bağımsız sahibi gibi göstermesine dayanıyor ve böylece İş Kanunu’nun tüm temel hak ve güvencelerini ortadan kaldırıyor.

Aşağıda, kurye haklarını yok sayan bu sözleşmelerin çarpıcı bir özeti yer alıyor.

İşçi Statüsünün Reddi ve Tüm Risklerin Kuryeye Yüklenmesi

Sözleşmelerin ana mantığı şu:
Aramızda işçi-işveren ilişkisi yoktur.

Bu tek cümleyle:

  • Kıdem tazminatı

  • İhbar tazminatı

  • Yıllık ücretli izin

  • Haftalık izin

  • Fazla mesai ücreti

  • İş güvencesi

  • SGK (4/a) primi yükümlülüğü

gibi en temel işçi haklarımız tamamen ortadan kaldırılıyor.

Tüm Maliyetler Bizde

Motorun yakıtı, bakımı, arızası, sigortası, amortismanı, trafik cezaları, hatta yazılım ve ekipman masrafları bile tamamen bize ait. Üstelik kaza, ürün hasarı veya çalınması gibi ticari risklerin de tamamı bizde.

Yani işin maliyetini biz üstleniyor, kârını platform alıyor.

“Aramızda işçi-işveren ilişkisi yoktur” Cümlesinin Aldıkları

  • Tazminat yok: Kıdem–ihbar hakkı sıfırlanıyor.

  • İzin yok: Yıllık izin ve haftalık izin haklarımız yokmuş gibi davranılıyor.

  • İş güvencesi yok: Şirket 3–7 gün önceden haber vererek bizi hiçbir gerekçe göstermeden sistemden çıkarabiliyor.

  • Sigorta yok: 4/a yerine Bağ-Kur dayatılıyor; maliyet tamamen bize yükleniyor.

    Tek Taraflı ve Sınırsız Kontrol Yetkisi

    Sözleşme “bağımsız esnaf” diyor ama şirket patronluk yetkilerini sonuna kadar kullanıyor.

    Tek Taraflı Sözleşme Değişikliği

    Şirket, sözleşmeyi istediği zaman değiştirebiliyor. Biz kabul etmezsek tek “seçenek” sunuluyor: Fesih.

    Keyfi İşten Çıkarma (Erişimi Kesme)

    Sebep bile göstermeden sisteme erişimimizi kesebiliyorlar. Bu, hiçbir iş güvencesi olmadan çalışmak demek.

    60 Güne Karşı 7 Gün Eşitsizliği

    • Biz işi bırakmak istersek: 60 gün önce bildirmek zorundayız.

    • Şirket bize son verecekse: 7 gün yeterli.

    Bu bile ekonomik bağımlılığın en açık göstergesi.

    Çalışma Saatleri ve Bölgeler

    Bağımsız esnafın kendi çalışma saatini belirlemesi gerekirken biz, şirketin belirlediği saat ve bölgelerle çalışmak zorundayız.

    Eğitim ve Başarı Şartı

    Başlamak için bile zorunlu eğitimlerde “başarılı olmak” zorundayız. Bu, esnaf değil, işçiden beklenebilecek bir şarttır.

    GPS Zorunluluğu

    GPS kapatmak yasak. Takip edilmek zorundayız. Rota, hız, gecikme… Her an kontrol altındayız.

  • Fahiş Cezai Şartlar ve Kesintiler

    Saatlik ve Günlük Cezalar

    • Vigo’da saatlik 500 TL – 2000 TL cezalar,

    • Asgari ücretin 1/25’i kadar günlük cezalar,

    • Sistemi açmama, geç kalma, devamsızlık gibi durumlarda ağır kesintiler…

    Bunların hiçbiri bir işçiye uygulanamaz; fakat sözleşmeyle bize dayatılıyor.

    GPS Kapatma Cezası

    GPS kapalı kalırsa o süre boyunca hizmet bedeli ödenmiyor ve fesih sebebi sayılıyor.

    Prim ve Bonusların Hak Sayılmaması

    “Yapılan ödeme kazanılmış hak değildir” maddesiyle tüm bonuslar bir günde silinebilir hâle getiriliyor.

    Erken Fesih Cezaları ve Şikâyet Kesintileri

    İşi 3 aydan önce bırakırsak ceza kesiliyor. Aynı ay içinde birden fazla müşteri şikâyeti gelirse, sipariş tutarı kadar cezayı biz ödüyoruz.

  • Fiilen İşçi, Hukuken Risk Taşıyıcısı

    Bu sözleşmeler bizi:

    • Ticari tüm riskleri üstlenen bir tacir,

    • Ama disiplin ve talimat altında çalışan bir işçi

    konumuna sokuyor.

    Bu nedenle hukuken işçi olduğumuz çok açıktır ve bu sözleşmelerin “bağımsız esnaf” iddiası geçersiz sayılabilir.

    Kuryenin Şirkete Para Ödeme Zorunluluğu

    En absürt noktalardan biri:
    İşverenin bize ücret ödemesi gerekirken, biz şirkete para ödüyoruz.

    Platform Kullanım Ücreti ve Etkinleştirme Ücreti

    Sisteme alınmak için bile ücret ödüyoruz. Bu, ekonomik bağımlılığın en net göstergesidir.

    Risk ve Maliyetlerin Tamamı Bizde

    • Motor, ekipman, telefon, yazılım

    • Kaza, çalınma, motor hasarı, üçüncü kişilere verilecek tazminatlar

    • Vergiler, sigorta, bakım, tüm masraflar

    hepsi bize yıkılıyor.

    Şirket zararı karşılayıp ardından anında hesaplarımızdan kesiyor.

  • Gerçekte Ne Bağımsız Esnafız Ne Tacir

    Çünkü:

    • Talimat veriyorlar

    • Takip ediyorlar

    • Yaptırım uyguluyorlar

    • Tazminat hakkı tanımıyorlar

    • Tüm ticari riski bize yüklüyorlar

    Bu ilişkide “bağımsızlık” değil, tam bir bağımlılık var.

    Sözleşmelerin adı ne olursa olsun, fiilen işçiyiz, hukuken de öyle sayılmamız gerekir.

    Sonuç: Kâğıt Üstünde Girişimci, Gerçekte Hakları Gasp Edilmiş İşçiyiz

    Bize dayatılan bu “Paket Taşıma Sözleşmeleri”, tek bir amaca hizmet ediyor:

    Bizi kâğıt üzerinde bağımsız girişimci ilan ederek İş Kanunu’nun tüm haklarımızı ortadan kaldırmak.

    Gerçek net:
    Biz bu şirketlerin iş organizasyonuna entegre çalışan, talimat alan, denetlenen, cezalandırılan ve tüm riski taşıyan işçileriz — ama haklarımız kâğıt üzerinde yok sayılıyor.

    Seyhan Kavut

Kaynak : https://tehis.org/detay.php?blog=45