İstanbul Adliyesi Önünde Kurye Davası: “Kuryeler İşçi Sayılmalı”

36

Moto kuryelerin işçi statüsünün tanınması talebiyle açılan davanın duruşması öncesinde, İstanbul Adliyesi önünde sabah saatlerinde çok sayıda kurye ve meslek örgütü temsilcisinin katılımıyla basın açıklaması yapıldı. Açıklamada, esnaf kurye modeliyle kuryelerin güvencesizliğe mahkûm edildiği, tüm yüklerin kuryelerin sırtına yıkıldığı ve platform şirketlerinin sorumluluktan kaçtığı vurgulandı.

“Üç yıldır iki temel talep için mücadele ediyoruz”

Duruşma sonrası yapılan açıklamada konuşan Turizm, Eğlence ve Hizmet İşçileri Sendikası (TEHİS) Genel Başkanı Kubilay Çelik, davanın üç yıldır iki temel talep etrafında yürütüldüğünü belirtti. Çelik, sürecin özünü şu sözlerle özetledi:

“Birincisi, kuryelerin örgütlenme ve sendikalı olma hakkının tanınmasıdır.
İkincisi ise esnaf kurye modeliyle bütün ekonomik ve hukuki yüklerin kuryelerin üzerine yıkılmasına son verilmesidir.”

Çelik, vergi, Bağ-Kur primleri, belge zorunlulukları, P1* belgesi, yakıt, bakım ve ekipman giderlerinin tamamının kuryelerin sırtında olduğunu hatırlatarak, buna karşın iş sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin fiilen alınmadığını ifade etti. Mevcut sistemin tek bir mantıkla işlediğini belirten Çelik, “Ne kadar çok paket, o kadar çok para anlayışı kuryeleri kazalara, ağır yaralanmalara ve iş cinayetlerine sürüklüyor” dedi.

“İş Kanunu kuryeleri korumuyor, patronlar sorumluluktan kaçıyor”

Türkiye’de kuryelerin fiilen İş Kanunu’nun dışında bırakıldığını vurgulayan Çelik, bunun kuryeleri tamamen korunmasız hale getirdiğini söyledi. Borçlanmanın artık kronik bir sorun olduğunu belirterek, “Vergi borçları birikiyor, Bağ-Kur borçları birikiyor. Patronlar tüm yükümlülüklerden sıyrılırken kuryeler yalnız bırakılıyor” ifadelerini kullandı.

Avrupa’daki örneklere de değinen Çelik, İspanya başta olmak üzere birçok ülkede kuryelerin işçi statüsünün tanındığını ve platform şirketlerine yönelik bağlayıcı düzenlemeler getirildiğini hatırlattı. “Avrupa’da geçen yıl bir karine kabul edildi. Aynısının Türkiye’de de uygulanmasını istiyoruz” dedi.

“Patronlar paketi soruyor, insanı değil”

Platform şirketlerinin kurye sözleşmelerine de dikkat çeken Çelik, bu sözleşmelerin şirketlere tek taraflı fesih yetkisi verdiğini belirtti. Sahadaki gerçekliği şu sözlerle anlattı:

“Kurye kaza geçirir, hastaneye düşer; patron gelip geçmiş olsun demez.
Ama hava soğuk, yağmur var diye paket sorarlar. İnsan değil, paket önemlidir.”

“Tek bir patron yargılanmadı”

Açıklamada Kurye Hakları Derneği Başkanı Mesut Çeki de söz aldı. Çeki, dernek olarak yıllardır moto kurye ölümlerini raporladıklarını hatırlatarak, 2022’de en az 58, 2023’te 68 ve 2024’te en az 63 kuryenin çalışırken hayatını kaybettiğini söyledi. Bu ölümlere rağmen hiçbir platform şirketinin ya da patronun yargı önüne çıkarılmadığını vurgulayan Çeki, mevcut sistemin açık biçimde cezasızlık ürettiğine dikkat çekti.

Çeki, kuryelerin şehrin kılcal damarları olduğunu belirterek, “Bu adliyenin evraklarını da, karşımızdaki restoranların yemeklerini de biz taşıyoruz. Ama adımız yok, sanımız yok. Trafikte gerilim çıkıyor, sorumluluk yine bize yükleniyor” dedi.

“Bağ-Kur’la eziliyoruz”

Birleşik Kuryeler Derneği Başkanı Adem Özkaya ise esnaf kurye modelinin sosyal güvenlik açısından yarattığı sorunlara dikkat çekti. Özkaya, “İşlerine geldiklerinde patron, işlerine gelmediklerinde işçi sayılıyoruz. Bağ-Kur ve sigorta hakkından gerektiği gibi faydalanamıyoruz” dedi. Özkaya, işçilik haklarını kazanmak için mücadeleyi sürdüreceklerini ifade etti.

“Bu süreci sahiplenelim”

KASK-DER adına konuşan Emrah Eroğlu da tüm kuryeleri bu hukuki süreci sahiplenmeye ve dayanışmayı büyütmeye çağırdı.

Duruşma 11 Mayıs’a ertelendi

Son olarak konuşan Avukat Sezen Ezer, Yemeksepeti’ne karşı açılan ve kamuoyunda “Dalgakıran Davası” olarak bilinen sürece ilişkin bilgi verdi. Ezer, 2022 yılında başlatılan ve kuryelerin işçi sayılması gerektiğini savunan davanın duruşmasının, tanıkların gelmemesi nedeniyle 11 Mayıs tarihine ertelendiğini açıkladı.

Ezer, tüm kurye arkadaşlarını ve dayanışmayı büyütmek isteyen herkesi 11 Mayıs’ta yapılacak duruşmada birlikte ses çıkarmaya davet ederek açıklamayı sonlandırdı.